• 4. İmam Hz. Zeynel Abidin

    Kazım Balaban

    Hz. Hüseyin’in oğlu olan İmam Zeynel Abidin, ayrıca İmam Seccad lakaplarıyla da tanınır. Muhtemelen 10 Ocak 659 tarihinde Medine’de doğmuştur. Annesi Şehriban İran şahı Yezdgird’in kızıdır. Hz. Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin ağır hasta olduğu için Kerbelâ’da savaşa katıl(a)madı. Diğer 3 kardeşi Kerbela vakasında şehit olmuştu (1). Ancak bu onun savaşa katılmasının önünde engel değildi. İmametin devamı için Ehli Beyt soyundan birinin hayatta kalması gerekiyordu ve bunun için Hz. Hüseyin’in isteği ile savaşa sokulmadı.

    Hz. Hüseyin’in şehadetinden sonra Yezid orduları çadırlara saldırdı ve hem çadırları talan etmeye, hem de yakmaya başladılar. Bu arada Hz. Hüseyin’in neslini kurutmak için askerler onu da bulmak ve öldürmek istiyorlardı. Annesi Şehriban ve diğer Ehli Beyt kadınları, Hz. Hüseyin’in ’’ İmametin devamı vasiyetini’’ bildikleri için onu hep birlikte eteklerinin altına saklayarak ilk saldırılardan kurtardılar. Daha sonra askerler talan derdine düştükleri için İmam kurtuldu. Muharrem yası sonrası Alevilerin Kurban kesmelerinin nedeni, Hz. Zeynel Abidin’in hayatta kalmasıdır. Bunun için ’’Allaha Şükür niyetine’’ kurban kesilir, dua edilir. Diğer yaygın inanca göre de, Muharrem sonrası Kurban kesilmesinin sebebi Kerbela şehitlerinin cesetlerinin gömülmesi ve yerlerinin tesbit edilmesidir. Çünkü Yezid orduları Çadırları talan ettikten ve ateşe verdikten sonra, Yezid’in komutanlarından ödül almak için bazı Şehitlerin başlarını keserek beraber götürdüler. Cesetler atların ayakları altında çiğnendikten sonra ortada öylece bırakıldı. Allahın hikmeti ile ertesi günü İmam Zeynel Abidin gelip tüm cesetleri teşhis ettikten sonra, yardıma gelen Beni Esed aşireti mensupları ile birlikte şehitlerin cesetleri defn edildi.  Ancak bir türlü tekrar yakalandı ve diğer Kerbela şehitleri ve harem esirleriyle birlikte Şam’a gönderildi.

    Esaret zamanı bittikten sonra Yezid kamuoyunu kendi lehine çevirmek için onu ihtiramla Medine’ye gönderdi. Ancak yıllar sonra Emevi halifesi olan Abdulmelik’in emriyle tekrar yakalanıp zincirle Şam’a getirildi. Daha sonra yine Medine’ye gönderildi. (2)

    İmam Zeynel Abidin uzun süre zindan hayatı (hapis) yaşadı veya gözetim altında bulundu. Medine’ye döndükten sonra evinin köşesine çekilip ibadetle ve ilmi eserlerin yazılması ile meşgul oldu. Eserlerinden olan „Sahife-i Seccadiye“  adlı yapıt önemli öğretileri ile 57 dua içermektedir. Eser ayrıca „Al-i Muhammed’in Zeburu“ adını almıştır. İmam Zeynel Abidin 33 yıl imamet ettikten sonra Emevi halifesi Hişam’ın emriyle ve Velid bin Abd-ül Melik’in vasıtasıyla 17 Ekim 713 tarihinde Medine’de zehirlenerek şehit edildi (3). Kabri Medine / Baki mezarlığındadır.  

    Kerbela vakasında Ehli Beyt dostları Şehitler ve Esirler olarak 2 guruba ayrılırlar. Kerbela vakasında Ulu bir dava adına canını verenler büyük bir cesaret ve kararlılık gösterdiler. Geride kalan esirler ise sabır ve kanaat konusunda örnek bir tavır sergilediler. Ayrıca ulu şehitlerin deneyimlerini ve izlenimlerini aktardılar. Geride bıraktıkları mirasa sahip çıkıtlar. İmam Zeynel Abidin bunlardan biridir. O gerk konuşma ve gerekse eserleri ile Emevi zulmü karşısında suskuna kalan halka Kerbela mezalimini aktararak çok önemli bir misyon üstlendi. Konuşmaları ile Şam ve Küfe halkına cesaret aşıladı. Emevi zulmünü konu edinen söylemleri dalga dalga halk içinde yankı buldu ve 3 kıtaya yayılmış koskoca Emevi İmparatorluğu Kerbela Vakasından sadece 70 yıl sonra kağıttan kaplan gibi çöktü. Bu zulmün aktarımında İmam Zeynel Abidin’in çok önemli etkileri olmuştur. Yaratılan bu etki sonucu Emevi taraftarları bile Kerbela olayını savunamaz, üstlenemez duruma düştüler. Yezid’e lanet nidaları dalga dalga yankılanarak 3 kıtaya yayıldı ve Yezit ismi bir küfür, bir hakaret noktasına indirgendi.

     İmam Zeynel Abidin bu süreçte 3 ayrı yönelim tercih etti.

    1- İmam Zeynel Abidin’in Emevi devlet adamlarına yaptığı zulmü yüzüne haykırarak onları kınaması olayı savunamaz duruma getirmesi,

    2- İmam Zeynel Abidin’in bu süreç içinde bazı kandırılmış insanlarla konuşması.

    3- İmam Zeynel Abidin’in Küfe, Şam ve Medine’deki halka hitaben yaptığı ve Kerbela vakasını aktardığı konuşmaları.

    Emevi devlet adamlarının Yezit’e biat etmeyenleri asi olarak tanımlamaları ve başlarına getirdikleri musibetleri Allahın emri gibi tanıtma kampanyalarına karşı İmam Zeynel Abidin de Kuran’dan örnekler vererek (4) tersini ispat ediyor ve Zalimin Zulmüne karşı çıktıklarını vurguluyordu.

    Yezid’in askerlerinden olan Hür bin Yezid-i Riyahi’nin, Hz. Hüseyin tarafına geçerek doğru yolu seçtiğini ve örnek bir davranış gösterdiğini belirterek, zamanında Yezit’i desteklemiş olanların bile ona karşı çıkmalarının çok makül olacağına dikkat çekiyordu. Onun bu cesaretli konuşmaları Kerbela vakasını yaşamış olan diğer Ehli Beyt bendelerine de cesaret ve erdem veriyor, İmama her türlü destek sunuyorlardı. İş o noktaya geld ki Yezid bile tüm sorumlulukları başkalarının üstüne atarak Hz. Hüseyin’i şehit edenlere lanet okumak zorunda kaldı.

    Alevi inancında uyulması zorunlu olan kurallardan biri de böylece bu süreçten sonra belirgin olarak ortaya çıkmaya başladı. Bunun adı Tevvela ve Teberra ilkeleridir.

    Tevella, Ehli Beyti (Hz. Muhammed ve 12 İmam, 14 Masum Pak ve 17 Kemerbest)  ve onları sevenleri sevmektir. Teberra ise Ehli Beyt’ e düşman olanlara düşman olmak ve onları lanetle anmaktır. Tevella ve Teberra kavramları Alevilikte son derece önemli kavramlardır. Bu kavramlar Alevi inancının temel ilkelerindendir. Bu yüzden Alevi Cem’lerinde Yezit, Muaviye, Mervan.. gibi İslam düşmanlarına lanet okumak en makbul ibadetlerdendir. Cem’ lerde kötülere lanet okunırken aynı zamanda iyilere de rahmet okunur. Bunlar başta Kuran’da ismi geçen ve geçmeyen Peygamberler olmak üzere tüm Nebi’ler, Ulular, Evliyalardır.

     

    Dipnotlar :

    1. Mekatil-ut Talibiyyin, s.52 ve 59. , Kerbela, Murat Sertoğlu ve Hadîkatu’s-Suadâ, Fuzuli

    2. Tezkiret-ul Havas, s.324. İsbat-ül Hüdat, c.5, s.242.

    3. Menakıb-ı İbn-i Şehraşub, c.4, s.176. Delail-ul İmame, s.80. Fusul-ul Mühimme, s.190.

    4. „Allah ölümleri vaktinde canları alır’’ (Zümer : 42)

    5. Ehl-i Beyt ile ilgili doğum ve Hakka yürüme tarihleri konusunda net bir takvim vermek mümkün değildir. Bu çizelge en çok kabul gören tarihleri gözeterek derlenmiştir