İki yüzden fazla Alevi demek ve kuruluşunun bulunduğu, bir milyonu aşkın Alevi nüfusun yaşadığı Avrupa ülkelerinde, Alevi toplumunun istenilen düzey ve verimlilikte işleri yürütebilecek çok sayıda nitelikli elemana gereksinme duyulduğu açıktır. Bu alanda şimdiye kadar kayda değer çalışmaların yapılmadığı, yönetim düzeyinde görev yapmakta olan kişilerin daha verimli ve başarılı olmaları için herhangi bir proje ve planın uygulanmadığı herkesçe biliniyor.
Birincisi kadro insanının, faaliyette bulunduğu ülkenin kurum ve kuruluşlarını, idari yapısını, doğrudan ya da dolaylı ilşkide bulunacağı kurumların işlevleri ve onlarla nasıl ilişkide bulunulacağı vb. konularda yeterli bilgi ve enformasyona sahip olmasıdır.
İkincisi bir Alevi yöneticisinden beklenen kişiliğe, tutum ve davranışlara, gerekli bilgi donanımına sahip olmasıdır.
Bunlardan ilki, her Avrupa ülkesinin kendi özgül koşulları dikkate alınarak, bu konularda uzman olan kişilerin destek ve öncülüğünde gerçekleştirilebilir. Alevi yöneticinin bulunduğu ve görev yapmakta olduğu ülke ve yönetim diliminde, hangi kurum ve kuruluşlarla ilişki içinde olacağı, kimlerle veya hangi kurumlarla birlikte iş üreteceği, kısacası temsil ettiği kuruluşun konumunu ve işleyişini en iyi nasıl etkili ve verimli bir hale getirebileceğini bilmesi gerekmektedir. Bu ise o ülkeyi, kurumlarını, işleyiş tarz ve kurallarını, yer ve konumlarını çok iyi bilmesiyle mümkündür. Yazılı ve yüzyüze ilişkilerin nasıl gerçekleştiği, projelerin nasıl yapıldığı ve burada hangi donnelerin yeralması gerektiği vb. daha bir çok konunun bilince çıkarılmasında, bilinçli bir işleyişin sağlanmasında sonsuz bir yarar ve kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu ortadadır.
Alevi yöneticisi, Alevilik konusunda da belirli bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. Alevilik tarihi, yol ve erkân, edebiyat, tasavvuf, Alevi sorununun çeşitli boyutları ve çözüm yolları vb. konularda söyleyecek sözü olmayan bir kimsenin kadro düzeyinde iş yapması, zor olduğu kadar yararsızdır da.
Bütün bu eksiklerin kısmen de olsa giderilebilmesi için yılda 5 hafta-sonu sürecek bir eğitim etkinliğine ihtiyaç bulunduğu kanısındayız.