• Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi’ndeki Sanduka

    Dr. İsmail Engin

    SEYYİD MAHMUD HAYRANİ TÜRBESİ’NDEKİ SANDUKA

    Ünlü din bilgini ve sûfi Seyyid Mahmud Hayrani’nin (ölm. 1268) kardeşi Necmeddin Ahmed‚e ait sandukadır.
    Ceviz ağacından oyma tekniğinde yapılmıştır. Dikdörtgen prizma formundaki sanduka, silindir şeklinde dört kısa ayak üzerine oturur. Baş ve ayak tarafları birer, yan yüzeyleri üçer panoya ayrılmıştır. Sandukanın sol yanında ortadaki pano eksiktir. Sandukanın yan yüzleri üzerindeki panolar ve panoları kuşatan alt ve üst bordürler düz zemin üzerinde, derin oyma tekniğinde istiflenmiş sülüs hatlı yazılarla kaplanmıştır. Kitabede Mevlana’nın Mesnevî’sinden alınan beyitler yeralmaktadır.

    Panolar, birbirlerine dikey olarak yerleştirilmiş, üzeri oyma tekniği ile işlenmiş, rumî yapraklar ve kıvrımlarından oluşan bitkisel bezemeli bordürlerle ayrılmıştır. Sandukanın ayak ucundaki dikdörtgen panoda, zemini düzgün satıhlı derin oyma tekniği ile oyulmuş rumi dal ve kıvrımlarından oluşan arabesk süslemeli zemin üzerinde sülüs hatla yazılmış bir kitabe yer alır.

    Kitabede şu sözler yazılıdır:

    „Bu türbe Tanrı’ya erişenlerin kutbu, dünyayı hiçe sayarak çok eskilerin ve sonrakilerin ilimlerine kendisini veren, dinin, hakkın ve milletin yıldızı Mesudzade Ahmed’indir. Tanrı onu mağfireti ile örtsün, sene H. 649 (M. 1251)“.

    Ahşap sanduka, 1911 yılında Çinili Köşk‚e, 1915 yılında da müzeye getirilmiştir.

    Tabut, ceviz ağacından oyma tekniği kullanılarak yapılmıştır. Düz satıhlı derin oyma yüzeylerde „iki kademeli rölyef“ tekniği olarak da adlandırılan bir bezeme kompozisyonu dikkati çeker. Oyma yüzeyler üzerinde birinci kat bezemeyi, stilize rumî yapraklı spirallerden oluşan arabesk bitkisel kompozisyon oluşturur. Bitkisel dolgulu zemin üzerinde hem süsleyici hem de kitabe özelliği gösteren sülüs hatla yazılan metin, tabutun bütün yüzeyine dağılır. Eğimli yan kapaklar üzerinde yine sülüs hatla yazılmış „kelam-ı kibar“ (güzel ve özlü sözler) vardır. İki yan yüzde ise; Kur’an-ı Kerim Adiyat Suresi, 9-11. ayetleri yer alır. Tabutun baş tarafında „Al-hükmülullah“, ayak ucunda da „Allah“ yazılıdır. Tabutun üzerindeki girift arabesk zemindeki sülüs yazının iki kademeli bir bezeme unsuru olarak kullanılması, İran’da gelişen alçı işçiliğinin Büyük Selçuklular yoluyla Anadolu’ya gelen etkilerinin ahşap üzerindeki uygulamasıdır. Müze koleksiyonundaki bu tabutun üzerindeki yazının karakterine ve bezeme üslubuna benzeyen, Amel-i Rüstem bin Halil-ül Neccar adlı sanatçı tarafından yapılan ikinci bir tabut daha bulunmaktadır.

    Evkaf kayıtlarında; Konya ili, Akşehir ilçesindeki Seyyid Mahmut Hayrani Türbesi’nde bulunan üç sanduka ile üç tabutun bulunduğu bilinmektedir. Bu tabutlardan 1911 yılında Türkiye dışına çakarılan biri, bugün Kopenhag David Samling Müzesi’nde bulunmaktadır.

    1911 yılında Akşehir Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi’nden Çinili Köşk‚e getirilen sandukalar ile iki adet tabuttan biri olan eser, 1915 yılında müzeye getirilmiştir.

    (Ayrıntılı bilgi için, bkz. Türk ve İslam Eserleri Müzesi / İstanbul Kataloğu, İstanbul 2002: 142-143.)